A Kalemler - Aylık Kültür, Sanat ve Edebiyat Dergisi

Dergi Sayılarımız
epazardanal

ADIMIZIN YABANCISIYIZ


ADIMIZIN YABANCISIYIZ



Ekim ayı toprakla tohumun ümit ışığı ile birlikte buluştuğu bir aydır. Bereketlenmeyi bekleyen toprak rahmeti ve tohumu büyük bir arzu ile bekler. Bağrına hançer gibi saplanan sabana onun için ses etmez.

Bir yıl önce ekim ayında başladık bu bereketli yolculuğa. TYB Kayseri Şubesinde kesişen yollarımız uzun uğraşlar, gayretler sonunda yolunu “Acemi Kalemler” vadisinde bulup kendi halinde akmaya başladı. Dergimizin adındaki “Kale’mi” görmeyenler “acemi” ibaremizi büyüttüler de büyüttüler. “Ecemi Kalemler” in “acemi” sini büyüttükçe ne denli küçüldüler onu bile fark edemediler. Tevazu bu çerçevede ustamıza yakışıyordu. Belki adımıza da yakışıyordu. Lakin yazdıkları şiirler, hikâyeler ve denemelerle Mustafa Yılmaz’a, Melike Çelik’e, Fatma Dağlı’ya, Burhan Kale’ye, Emine Çoban’a, Zehra Meral İvecan’a, Zehra Akkaya’ya Kurtuluş Çelebi’ye ve dergimiz dışından bize yazı gönderen hiçbir kaleme “acemi” sıfatı yakışmıyordu. Bu da gösteriyor ki edebiyat kamuoyu içinde bile nitelik aramak gittikçe güçleşiyor. Bundan şikâyet eden yalnızca bizler değiliz. Tüm dergiler şikâyetçi. Birilerinin kral çıplak demesi çok gerekliydi. ACEMİ KALEMLER “Kral çıplak.” diye haykırdı ve kendi işlevini yerine getirdi. Bizim ve taşralı ve acemi hallerimizi bilerek yüreğini açan alicenap kalemlere, mahfillere, yayın kuruluşlarına, dergilere sonsuz şükranlarımızı sunarız.

Ürettiklerimizin değerini ifade etmekten hicap duyarız. Methiyeler dizilen Elif Şafak’ın “Havva’nın Üç Kızı” ile ilgili Türk edebiyatında önemli bir intihal olayını ortaya çıkardık. Bununla ilgili geçen sayımızda yayınlanan eleştiri yazısı ciddi bir yankı buldu. Lakin efendisiz hayatı kendilerine uygun görmeyenler yine efendilerini gücen-dirmeme tavrında kaldılar.

Elinizdeki sayımızla birlikte dergimiz birinci yılını doldurmuş oldu. Sizlere sürekli nitelikli bir içerik sunmak istedik. Bunun için çırpındık. Bu gayreti ve niteliği görenler adımızı bize yakıştıramadılar. Başta siz değerli okurlarımız olmak üzere bize “acemi” sıfatını yakıştıramayan dostlara teşekkürlerimizi sunarız.

Adımızın acemisiyiz. O nedenle gelecek sayımızda “a∙kalemler”de buluşmak dileğiyle…