NEREDESİN AKIL
NEREDESİN AKIL
Kültür ve edebiyat dünyamız düşünce hayatımızın zenginleşmesine imkân tanıyor mu? Bu soruya olumlu cevap vermek mümkün değil.
Edebiyat ve kültür hayatımız hâlâ bir şeyleri yarıştırıp onlar üzerinden kavga ortamının üzerine çıkamadı. İnsanlarımızın horoz dövüştürdüğü gibi okumuşlarımız da yazar ve şair dövüştürüyorlar veya şairler ve yazarlar üzerinden kavga etmeyi ne yazık ki düşünme eylemi olarak görüyorlar.
Necip Fazıl ve Nazım Hikmet üzerinden kavga etme alışkanlıklarımızı başka şairlerin üzerinden sürdürüyoruz. Üniversite felsefe eğitimi almış biri kalkıp konuşmanızın bir yerinde kendi şairini anmamanızı gerekçe göstererek sizin düşüncelerinizle ilgili hüküm verebiliyor. Bunu da düşünmek olarak algılıyor.
Takım tutar gibi dergi, gazete, şiir ve kitap okuyoruz. Ne acı! Kendi düşüncelerimizi ifade etmek yerine başkaları veya semboller üzerinden konuşuyoruz.
Dergilerimiz ciddi okurun değil okur yığının peşinden koşuyor. “Hangi resimli kapak çoksatar?” Düşünmeyi bu seviyeye indirgemiş dergilerinizin varın hayrını görün. Ne okur, ne yazar ve şair aynanın önünden çekilmiyor ki başka bir görüş ve bakış açısı kazansın.
Düşünmek ve erdem sahibi olmak hâlâ zor iş. Neredesin Akıl?