Depth / kabul
Depth / kabul terk ederim
her pazartesi
şehrin pılını pırtısını toplayıp
kuyruklardan erken ayrılan
kadınlara mütemadiyen
bakakaldığı yerden
ve ilk uykusuna çekilirken
aşıklar
ben aylaklığını kutsayan
ben ki uçucu bir zehir
zerk edilmiş damarlarıma,
hiç olmazsa serazat
yaşadığıma inandırmak için
kendimi
şehri büsbütün terk ederim
eksilen yerlerime
ağıt yakmayan bir dolu
kureyşli şehrin çıkışına kadar
kalbimi kınamak için
koşturur
ne zamanki terk ederim
o zaman ağlamaklı durur
ağlamak her pazartesi
onlara, kararmış yüzlerine
aydınlık ve ferahlık getirmeyen
bir yalandan ibarettir
eksilen yerlerimden mutlaka
uçurtma yaparım onlara
belki ziraatten ve mürekkepten
uçmak için dağlara
belki soluk
belki de giyotin
yenilgilerimi ellerimle örsem
de hacet yok
kendini kurtarmak istemeyen
için en bariz yol
terk etmektir
"gelin" diyemem
fakat bu zehir
bu bağım ve bu düğüm
ay görmeden paslanmış ne varsa
terk etmek içindir
Şeyma TEMİZSOY